Arapgir’in CHP’li Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu, zehir zemberek açıklamada bulunarak, “Ortaokuldan beri tanırım” dediği Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’e yüklendi. 4 dönemdir Belediye Başkanlığı görevi yapan ve 2 dönem Ak Parti’den hizmet veren Cömertoğlu, kendisinin siyaset üstü davrandığını belirtirken Sami Er’i de buna davet etti. Partilerin bir araç olduğunu asli işin halka hizmet olduğunu vurgulayan Haluk Cömertoğlu Başkan Er için, “Kardeşim ne yapıyorsun, yeter ilçeleri gör. Banane senin borcundan Sen bana ( Borcum var, iki yıl gelmeyin) diyemezsin. Artık görevini yap. Sana ne TOKİ’nin yâda Emlak Konutların yaptığı inşaatlardan. Onlar kendi işini yapıyor, onları konuşacağına artık ilçeleri gör. Asli görevlerini yap” ifadelerini kullandı.
Sami Er ile şahsi hiçbir sorununun olmadığını da belirten Başkan ama hataları söylemesi gerektiğini de açıkladı. Selahattin Gürkan döneminde hiçbir ayrım yapılmadan hizmetlerin devam ettiğini belirten Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ” Bundan önceki dönem Büyükşehir ile tam bir uyum içinde çalıştık. Selahattin Gürkan hiçbir parti ayrımı yapmadan, ben olayım başka ilçeler olsun hizmet yaptı. Bir kamu görevlisi olarak yapmamız gereken yerde yapmamız gereken kadar, O yâda ben iş birliği yaptık. Hiçbir isteğimizi geri çevirmedi. Tüm çalışmalarda doğru işlerde kendisine destek verdik, yanlış olanları söyledik masaya yatırdık. Herkeste buna şahittir. 5 yıl boyunca Cumhuriyet Halk Partisi olarak, biz meclisinde büyün kararlarına yanlış olana yanlış diyerek geri çektirmişiz, tekrar değerlendirilmesini istemişiz. Geri çekilerek doğru gelmiş oy birliği ile karar verdirmişizdir. Doğru olana da doğru demişizdir” dedi.
Malatya’dan haber sitesine özel bir demeç veren Başkan Cömertoğlu, aynı hassasiyeti bu dönemde de gösterdiklerini ama buna rağmen bu dönem kimsenin kendilerini görmek istemediklerini açıkladı. “Bu dönemde de aynı kararlılığımız mevcut hemşerimiz olan Sami Er’e de gösteriyoruz. Ama geldiğimiz yokta da, Sami Bey eleştirmeyeceğim sadece duymasını isteyeceğim. Sami Bey, bakımdan bile vaz geçtiği ilçeleri tamamen kendi haline bıraktığı Büyükşehir organizasyonlarında yol stebilesinden vaz geçtik asfaltlamadan vaz geçtik, düz bir sanat yapısı veya bir şarampolün bile temizlemesinin yapılmadığı, su arızasının bir bahaneden dolayı yapılamadığı bir altı ay geçirdik” diyerek sözleri şöyle sürdürdü:
“Bir kürek harcı bile çok gören, yapması gereken yerlere siyasi icazet ile bir kısım göstermelik olarak yapan ama genel olarak merkezdeki 2 ilçede dâhil 13 ilçede geri çekilmenin var olmasını kabul etmiyoruz. Borç gerekçe değildir, zaten öyle bir borcu da kabul etmiyoruz. Bunun üstüne de yatmanın hiçbir anlamı yok. Biz Büyükşehir Meclisi olarak devrederken, devralırken her ikisin de içindeydik. Ahmet başkanın bıraktığında da. Ben bir dönemde onunla da çalıştım. Kurumların hafızasıyım ben. Ahmet Başkan yeni bir yasa ile büyük bir var olma mücadelesi verdi. Bu açığı kapatmak için kredi kullandı. Sonra kendini Ankara’ya attı. Hacı Uğur geldi, O 4 yılda kullanılan krediden daha fazlasını kullandı. Büyük bir kredi batağı, yüksek faiz geldi Selahattin Gürkan’ın kucağına. Yapma dedik, bunu biz halk seni kabul etti dedik. Orada da büyük bir hata çıktı. Bu kadar borç savurma vardı. Bütçe 180 milyondu, borç 2 milyara çıktı 10 katı yani. Bütçe 10 milyon, borç ne kadar. Diyelim söyledikleri kadar oldu. Peki, Selahattin Gürkan’ı savunmak benim işim değil. Bakın ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin Belediye Başkanınım, ben adaletten yanayım.”
Daha önceki Başkanın borçlara rağmen büyük işlere imza attığını ama şimdiki dönemde bunu göremediklerini belirten Cömertoğlu, “Büyükşehir yasası her yerde aynıdır. Yapmak isteyene fırsat vardır, gidene imkân vardır. Selahattin Gürkan her seferinde ekibine ( Şunu yapıyoruz) dediğinde gidip kaynak bulmayı başardı. Pandemi oldu ki, belediye çalışanının 3’de 2’si işe gelmedi. Bir asfalt programı durmadı, alt yapı programı durmadı. Temsilde hiçbir şey değişmedi, bir gün maaş derdi konuşulmadı. Mazot derdi konuşulmadı, sonra deprem oldu. Büyükşehir olarak yapması gerekenleri yaptı. İlçe belediyeleri geriye itildiği için Battalgazi, Yeşilyurt geride kaldıkları için herkes büyükşehirden istedi. Oysaki yerelde birinci derecede o işlerin mimarı ilçe belediyeleridir. Bakması, çer çöpü ilçe belediyesi. Herkes bu konuda birbirini istemeden de olsa yıprattı. Büyük yatırımlar oldu” ifadelerini kullandı.
Büyükşehir Belediyesi tarafından açıklanan borçların abartıldığını belirten Başkan Haluk Cömertoğlu, “ En sonunda aldığımız Şubat yâda Ocak ayı onaylanan dış kredi miktarı 343 milyon Euro’ydu. Bu alt yapı, üst yapı işlerinde kullanılmak üzereydi. Ne kadar eder? Bakın yüzde yüz fark diyelim 8 milyar eder. Bakın siz borcu gerekçe edemezsiniz. (3 yıl bana müsaade edin, 2 yıl benden bir şey istemeyin) diyemezsiniz. Kıymetli hemşerim, bu il bu ilkeler depremin hasarından çok sizin ortada bıraktığınızın hasarını yaşıyor. Bunun adı ne biliyor musunuz? Göç” diyerek sözlerine söyle devam etti:
“Siz Malatya’da met denilen uyuşturucu ile bu kadar dışardan gelmiş yerleşmiş satıcısı ile bozulan demografisi ile başka bir yere gidiyorsunuz. Bunlara biran önce sahip çıkın diyen biz, sahip çıkanda biz. Saha boş diyende biz, sahayı doldurmak için depremde yolun altındaki 80 muhtarlığa Arapkir komitesi olarak, heyeti olarak bütün işadamlarımızı çevremize koyup suyundan yemeğinde, çadırından yatağına, yakacağına koşan can suyu olmaya çalışan da biz. Bizim Malatya’da ne işimiz var, oysaki burada 60 bin insanı aylarca bir tırnak makası isteyene dahi hiçbir bedel ödetmeden misafir etmişiz. Halen bir dolu insan var ilçemizde yerleşmiş. Adresleri de Malatya’da. Arapgir’in Büyükşehir’e desteği var. Büyükşehir’in Arapgir Belediyesine bir bardak suyu yoktur, ilan ederim. Ben de buna isyan ediyorum. Siz kendi işinizi yapmayıp, yazılanlara da muhtarlarının taleplerine de yazılarına da Arapgir Belediyesi İlçe Belediyesi diye yazıp göndermeye devam ederseniz, bu mahkemelere gidecek. Bunların hepsini dosyalara aldık. Böyle bir kaçma, böyle bir sorumsuzluk olur mu? Bakın ben çok net bir şey söylüyorum. Ben yönetim erbabıyım. Benim kamu yönetimi iktisattım, yüksek lisansım var. Üniversitem, lisans yâda yüksek lisansım ile alakalı hiçbir yerde bugüne kadar bir şey konuşmuş birisi değilim. Ben burada uygulayıcıyım kardeşim.”
Malatya Belediyesinde sadece maaş alan bankamatik kart memurların bulunmasını Sami Er’in ihbar ettiğini de kamuoyuna hatırlatan Arapgir Belediye Başkanı bu konuda da başkanı suçlamaya devam ederek, “Siz geldiğinizde A takımını hangi kin ile hangi öfke ile aldıysanız başarısızlığınızı d, onları aldırana ödetin. 200 yâda 300 tane hepsi maaş alıyor şuan, bankamatik memurları. (16 tane bankamatik memuru yakaladık) dediğinizde Selahattin Gürkan’ı değil, kendinizi ele verdiniz. Bir tane bile olsa kamu hakkıdır. Kul hakkıdır, kimse savunamaz. Ama sizin, Genel Sekter, Genel Müdür, Daire Başkanı bitmiyor. Siz bunlara ne görev verdiniz? Peki, belediyenin borcu varda ne diye dışardan iki de bir ekip getirip getirip gönderiyorsunuz? Belediyenin borcu varda ödeyemiyorsunuz niye ikinci, üçüncü bir açıklama yapmıyorsunuz. Bizi ikna edin önce biz. Arapgir’in biz burada Büyükşehir’e hiçbir suçlama yapmadan kendisine yeteceği ölçekteyiz. Bizim tecrübemiz, gücümüz, çevremiz buna yeter. Biz ilçe belediyesi olduğumuz köy bize bağlı olmadığı zaman da köylere en büyük yardımı yapan, ulaşan yine biziz” ifadelerini kullandı.
Büyükşehir’in kendi işini yapmasını beklediklerini açıklayan Cömertoğlu, “Büyükşehir kendi üzerine düşen kanun tarafını yapsın biz razıyız. Biz köy yolundayız, mezranın bilmem neresindeyiz, sulamanın her yerdeyiz. MASKİ’nin kazıp bıraktığı hafriyatın, bozduğu asfaltın araya koyduğu kilit taşının teminindeyiz. Bir tanesine karşılık bir lira almış değiliz. Halk bizim, sorumluluğu biz taşıyoruz. Onların taşıması lazım. Bu konuda öfkelendiğim şey, eğer çalışmanız yok. Büyükşehir Belediye Başkanı liderdir, bütün kurumların yol göstericisidir. Abilik yapandır, düzenleyendir, çalışmasına fırsat verendir. Koordinasyonu sağlayandır, dinleyendir” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Kardeş neresindesiniz? Emlak Konut rezerv alanlarını yapıyor, ne bir metre borunuz var nede bir metre yolunuz var. Nede bir elektrik direğiniz olacak. Konut yapılıyor, sana ne hükümetin programı, TOKİ’nin yaptığı konuttan sana ne kardeşim. Sen kendi işini yap. Yerinde dönüşüm şart. Malatyalı göç ediyorsa, esnafı terk ediyorsa güvensizleşen bir şehir şuan Büyükşehir Belediyesi’nin vebalidir. Görülmek istenmeyen kırsalın huzurlu olmadığı bir durumda merkezde rahat etmez, huzurlu olamaz. Kırsalın merkezin bir şansı olduğu ve desteklenmediği sürece merkezinde huzur bulması ayakta kalması ve bu işleri yürütme şansının olmadığını belirtiyoruz. Bunu yetkililerin duymasını istiyorum. Şimdi Sami hoca benden büyüktür, abimle aynı okuldaydı. Abimdir. Sami beyin şahsı ile ilgili bir sorunumuz yok. Ama görevi Malatya’nın görevidir, misyonu Türkiye’nin misyonudur. Yerel yönetimden geldi, yerel yönetimlere kulak vereceğini düşünüyorum. Ama Malatya’nın şuan geldiği nokta Ben Malatyalıyım diyen ay diyeti olan nüfusunun yarısı önce geçici sonra umutları azalınca kalıcıya dönüşen bir Malatyalıyı kimlerin gelip doldurduğu, onların yerine gelen adrese dayalı sokakların nasıl güvensizleştiği konusunda onların araştırması lazım. Sonra da ilgili Emniyet, Valilik gibi kurumlar ile paylaşarak bu sosyal dokuyu bozucu ve yozlaşıcı durumları engellemeliler. Bu birçok hizmetten daha kıymetli. Bu duruşu sergilemeleri hepimizin hayrına olacaktır. Biz buna katkı sunuyoruz.”
Depremden sonra siyasiler ve yerel yöneticilerin idarecilere Malatya’yı eksik, yanlış anlattıklarına ve bu durumu Veli Ağbaba’nın düzelttiğine de vurgu yapan Cömertoğlu, “Malatya çok geciken bir şehir, önce üstünü kapattılar ( bir şey yok) dediler. Sonra Veli Ağbaba’nın adım adım ( Nasıl bir şey yok, 140 bin yapı, yaklaşık 20 bin işyeri zarar görmüş. Açılacak iş yeri yok, oturulacak kafe yok. Fırın yok, mesken yok) demesi ile başladılar ( he ya bizde bir şey var ama az var. Biz bunu hallederiz) demeleri siyasetin hatası, yerel yönetimlerin hatasıdır. Halen Malatya’da yıkılmayı bekleyen binalar var. Neden bu gecikme. Rezerv alanlarında ne yapıldığı da belli değil. Malatya net betonlaşmış bir şehir olacak. Şehir dokusu, komşuluk kültürü, sosyal kültürü olmayacak. Bunlar net. Battalgazi ve Yeşilyurt Belediyeleri çok geride kalmışlardır, biran önce yerinde dönüşümlere önem vermeliler. Adıyaman iki ay önce yerinde dönüşüm ruhsatında 5 bini geçmişti, e Malatya’da birkaç villa hariç yeni yeni başlanıldı. Ben bunu söylediğimde kızıyorlar. Biz dirençli kentler yaratacağız dedik Fahri Kayahan’ları kurduk. Bir baktık ki, en dirençsizler orasıymış. Siyasetin bozuculuğu yerelden çıkmalı. Çıkmazsa Malatya ayağa kalkamaz. Senin adamın, benim adamım kavramı kesinlikle kalkmalı. Şu mahalle, bu mahalle kavramı kalkmalı. Aleviymiş süneniymiş Kürt’müş Türk’müş kalkmalı. Sadece Malatyalı olmalı” diyerek sözlerini tamamladı.
Katkı ve destekleri için Sayın Murat Karakoç'a teşekkür ederiz.
