,
27 Nisan 2025
weather
16°
Malatya
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Malatya Kalite Haber Manşet DALGA GEÇENLER ŞİMDİ YOLUMUZDAN GELİYOR!”

DALGA GEÇENLER ŞİMDİ YOLUMUZDAN GELİYOR!”

MALATYA TİCARET BORSASI BAŞKANI KAYISININ ÜLKEYİ DÜNYAYA TANITAN EN BÜYÜK ARAÇ OLDUĞUNU SÖYLEDİ...

Ramazan Özcan Refah Partİsİ

Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan bir zamanlar kendisi ile dalga geçenlerin şimdi yolunda yürümek istediğini açıkladı. Malatya kayısının ve Oda olarak kendilerinin büyük projelere imza attıklarını ve beklenilenin üzerinde bir ihracat gerçekleştirdiklerini belirten Özcan, “Önemli olan karar vermek ve verdiğin karar doğrultusunda emin adımlar ile yürümek. Biz bunu yaptık ve başardık. Malatya kayısısını söylenilenin aksine hiçbir zaman Malatya’nın, ülkenin hatta dünyanın gündeminden düşürmemek lazım. Kayısı çok konuşuluyor diyenler ahmaklık ediyor” dedi.

Malatya’da yayın yapan Vuslat TV’nin Gündem Özel Programına konuk olan ve Rıfat Gökçe’nin sorularını açık yüreklilik ile cevaplayan Başkan Özcan birçok unutulmuşluğu da gündeme getirdi. Malatya ekonomisi yanı sıra ticaretinde, tanıtımında da en önemli yerde olan kayısı ve satışı hakkında iddialı açıklamalarda bulunan Özcan, “Malatya’da kayısıyı konuşmamak, ( Nedir bu iki de bir kayısı konuşuluyor demek) çok cahilde bir cümle olur. Kayısının bölge ekonomisi ve ülke ekonomisine değere baktığınız zaman kısmen de bir tarım ürünü ile elde edilen bir gelir ile tabana yayılan bir görüntü ile karşı karşıyasınız. Bunu her anlamda küçümseyemezsiniz. Şöylede böylede bir zararı var diyemezsiniz, bu çok gereksiz bir cümle olur. Çok saçma sapan bir konuşma olur” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

Ramazan Özcan Bakan İle

“Kayısı gerçekten elde etiğiz gelirinin yaklaşık yüzde 80 tabana yayıldığı bir ürün. Mesela son 6 ayda elde elde ettiğimiz geliri açıkladığımızda 240 milyon dolara yaklaşan bir rakam.  Şimdi 50 bin ton ürün satmışız. Bunun 1 dolar gibi işletme giderleri telaffuz ediyoruz. Siz o 250 milyon dolardan 50 milyon dolarını maliyet diye düşün 190 milyon dolar para, bu gördüğünüz rakam tamamen ham madde sahibine gidiyor. Malatya’da üreticiye gidiyor. Malatya’da elli bin aile demek. Genel anlamda baktığında da Malatya’da yerleşik nüfusun yüzde 70 direk yâda dolaylı kayısı ile ilgili bağı var. Sonuçta o üreticinin elde ettiği gelir de şehrin ekonomisini etkiliyor. Küçük esnaf, orta üretim esnafı yani özellikle üretimle ilgili esnaf etkileniyor. Böyle kayısıyı küçümseyici yâda elde edilen geliri yok saymak veya çokta abartıyorlar gibi cümleler sarf etmek hiç akla sığmaz. Bunun dışında siz elde ettiğiniz bir marka değerinin Türkiye’yi de tanıttığın biliyor musunuz? Türkiye Devletinin böyle bir ürünü yok başka. Malatya apricort denildiği anla ( Ha Türkiye) diyebiliyorlar. Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin, Hindistan, Brezilya, İtalya, Avrupa’da, Amerika’da. Amerika’ya 6 ay içerisinde 8 bin 500 ton ihracat yapmışız. Bu orada 300 milyon Amerikalının raflarda ve marketlerde tükettiği en fazla kuru meyve ürünü.

Ramazan Özcan Esnaf Zİyareteİ

Malatya Kayısı deyince sadece ekonomik boyutunu da geçin,  Malatya kayısısı Türkiye’nin tanıtımı açısından da önemli. Türkiye’nin bilinirliği açısından da önemli. Nasıl siz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti içerisinde tarihi bir yapıdan söz ediyor, yâda tanına biliyorsanız bir kuru meyvede bir ülkeye bu kadar faydalı olabilir. Yani bir cepheden bakmak doğru değil. Kayısı Malatya için ne kadar önemliyse, bölge için önemliyse aslında ülke için de o kadar önemli her açıdan. Türkiye’nin kuru meyve ihracatı 8 milyar 500 milyon dolar. Ve siz sadece bir şehir, fındık bir bölge ürünüdür. 20 ilin üzerinde ilde üretiliyor. Kayısı bölgesel olarak baktığınızda lokal, kısmen çevresel iklimsel olarak bazı il içlerinde ama Malatya’da üretiliyor. Siz burada 500 milyon doların üzerinde gelir elde ediyorsunuz. Yaş kayısı ihracatı yapıyoruz, çekirdek, kayısıdan elde edilen diğer mamullerin ihracatını yapıyoruz. Kayısının çekirdeğinin kabuğunu bile satıp bir gelir elde ediyoruz. 500 milyon dolar ülke ekonomisinden baktığınız zaman da çok kayda değer bir rakamdır. Şehriniz de sanayiden elde ettiğiniz geliri ortaya koyup kayısı ile kıyaslama yapabilirsiniz. Kayısı sosyolojik açıdan da önemli.”

Ramazan Özcan Oda Üyelerİ

Malatya’da deprem sonrası büyük acıların yaşanıldığını ve yaşanılmaya devam ettiğini belirten Özcan, “Şuanda insanları elinizde mutlu edecek bir tek şey var o da kayısı. Her yerde olumsuz bir tablo, sıkıntılar sorunlar, depremin yaraları var. Şimdi bakın depremin olduğu ay Şubat ayında bile 5 bin ton kuru kayısı ihracatı yapmışız. Bu rakam küçümsenir mi hiç. Kayısı her anlamda sahip çıkılması gereken bir ürün. Sosyolojik anlamda da, ekonomik anlamda da. Cenabı Allah bize ikram etmiş değerini bilmeliyiz. Hep her zaman konuşmalıyız. Aslında herkesin olduğu alanda bunu sahiplenerek kayısı dillendirmesi konuşması gerekir” ifadelerini kullanarak kayısının Malatya ve ülke ekonomisi için öneminin altını bir kez daha çizdi.

“Tedirginiz, niye tedirginiz farlı üretim merkezleri, farklı pazarlar oluşuyor. Kalite kayıtları oluşuyor, iklim değişimi oluşuyor. Endişe ediyoruz. Niye bu kadar kaygılanıyoruz? Bak yine diyorum, bu şehirde bana iyi bir şey söyleyin dediğiniz de aklınıza şu gelir. Kayısı da ihracatta 500 milyon dolar ihracat gerçekleşti. Dışarda bu çok kıymetli. Bunu burada küçümseyen kafa gitsin Ankara’da İstanbul da gitsin görsün, oralarda her zaman kayısı gündemde” diyen Ticaret Borsası Başkanı açık yüreklilik ile Malatya, Malatya kayısısı ve üreticisi için konuştuğu programda sözlerine şöyle devam etti:

Ramazan Özcan Toplanti

“Mesela bizim katılım sağladığımız tarım şurasında bile bunu konuştu herkes. Kayısının başarısını konuştu herkes. Evet, doğrudur ekonomik anlamda üretim maliyetleri çok arttı. Enflasyon da olduğu için parada ciddi anlamda bir değer kaybı söz konusu. Kur sabit. Ama son 20 yılın ortalamalarına bakın, eskiden 2 dolar 40 sentken bugün 5 dolar. Birazda pozitif tarafından bakmak lazım. Bende isterim, kayısı 500 TL olsun, 1000 TL olsun. Ama dünyada sizinle daha sert şartlarda savaşan rakipleriz var. Biz burada mevcutta Pazar paylarını korumak için mücadele ediyoruz. Bir taraftan da dünyanın ve Avrupa’nın kabullendiği 5 dolar rakamlarını korumaya çalışacağız. Yatırımlar yapıyoruz, lisanslı depolar yaptık. Artık ürünün saklanması ile ilgili bir sorumuz kalmadı. Şimdi yeni bir şire pazarını hayata geçirdik. Belki bölgenin ve Türkiye’nin en önemli yatırımlarından birisi. Bakıldığı zaman Dünya Kayısı Ticaret Merkezi. Bunlar küçümsenmez, küçümsenmemeli. Bunu yok saymak doğru bir şey değil.

Biz 20 yıldır Malatya’da konuşmuyor muyduk (Bu mevcut yer yetersiz, sağlık koşullarına uygun değil) ben mi konuşuyordum sadece?  Kayısı da ben son zamanlarda çok güzel işlerin olduğunu düşünüyorum. Doğrudur gene tekrar ediyorum. Fiyat komsunda üretici daha iyi rakamlar bekleyebilir. Bizde bunun için mücadele ediyoruz, daha çok ekonomik gelir elde edilsin. Daha çok kazan olsun. Bu şehir için de, üretici için de. Hepimiz içinde iyi ama, realite uzak durmalarıyız. Tribüne oynayarak bu sorunları çözemeyiz. Öyle oturdunuz yerde, başıboş gereksiz, anlamsız altı boş konuşmalar ile sorun çözülmez. Zaman zaman sosyal medyada gereksiz eleştirilere maruz kalıyoruz. Tabi ki olumlu eleştiriler bize yol gösterici. Biz onları dikkate alıyoruz. Ama bir de bur tarafından bakmak lazım. 50 bin ton kuru kayısı ihracatından 240 milyon dolar gelir elde etmişiz. Bir de bu cephesinden bakın.

Ramazan Özcan Toprak MahsÜllerİ Ofİsİ

Dünyada o kadar sert bir dönemdeyiz ki, sıcak ve soğuk savaşlar var, ambargolar uygulanıyor. Ambargo uygulandığı zaman bir tarım ürünü ne kadar zor duruma düştüğünü herkes bilir. Pandamide ürünleri aylarca bekleyen arkadaşlarımız oldu.  Mısır bizim en büyük pazarımızdı. Biz Mısır’a yılda 5 bin ton kuru kayısı satıyorduk. Biliyorsunuz Mısır’da bir sıkıntı oldu, darbe gerçekleşti. Mısır’a 3 yıl ticaret yapamadık. Daha yeni yeni ihracat yapmaya başladık. Şimdi mesela Aralık ayında en çok Mısır’a ihracat yaptık. Ülke ilişkilerinde en çok ihracat ve satılan ürünler etkileniyor. Bir ürün düşünün, siz ürettiğiniz ürünün yüzde 90’ını yurt dışına satıyorsunuz. Antep’de fıstık üretiliyor. Yüzde 10’unu ihraç ediyor. Bizim elimizde ki ürün öyle bir ürün değil. “

Türkiye’nin pandemiyi fırsata çeviren ülkelerden olduğuna vurgu yapan Ramazan Özcan, “Biz pantemiyi fırsata çeviren ülkelerden ve illerden biriyiz. Kayısı o dönem iç piyasada da ihracatta da tüm kısıtlamalara rağmen, fabrikalarımız yüzde 30 yüzde 40 kapasite ile çalıştı ama kükürtlü kayısının bilim insanlarının açıklaması ile pandemiye olumlu etkisi olduğu açıklaması ile covid virüsüne karşı kükürt etkili diye ve bu da bizde çok yoğun bir iş trafiği başlattı” diyerek açıklamasını şu sözlerle sürüdürdü:

Ramazan Özcan Valİ Seddar Yavuz

“Aslında o dönem kazandığımız kayısı tüketici kitlesi şuana da kayısıdan çıkmış değil. Uzun süredir bir ilk altı ayda 50 bin ton kayısı ihracatı almış durumdayız. Son üç dört yıla bakın 50 bin ton ilk. Bunlar güzel gelişmeler. Ben şehrin depremin yarattığı bu olumsuz gelişmeler içinde kayısı Malatya’nın gülen yüzü olmuştur. Bunu yok saymamak lazım görmemizden gelmemek lazım. Bakın son zamanlarda incirde yaşanılan krizi görüyorsunuz, belki binlerce ton imhaya gidiyor. Artık kayısıda da sadece kürüt ile uğraşmıyoruz Avrupa’da. Ürünün üzerinde kalan ilaç kalıntıları ile de uğraşıyoruz. Yani ihracatçıda bunlarla mücadele ediyor. Ürün gidiyor, çıkan sorunlar ile kim muhatap? Siz burada 1950 diye yüklediğinde Avrupa’ya orda ürün 2050 geldiğinde kükürtlün ne oluyor. Ürün orada sakıncalıya düşüyor direk.  İhracatçının yaşadığı sıkıntıları bir düşünülsenize siz tarlada veriyorsunuz ürünü. Aslında kayısıda da daha zor bir döneme girdik. Hepimiz dikkat etmeliyiz. Biz gittik mücadele ettik, istenilen kürüt oranında ürünün besin kaybına uğrayacağını anlattık.

Kayısı bu şehir için çok önemli hepimizin bu konuda duyarlı olması gerekli ve sahip çıkması lazım. Gerek sivil toplum, gerek kamuoyu ve gerekse siyasiler daha duyarlı olmalı ve kayısıya daha çok sahip çıkmalı. Ya başka bir ilde olsa, sahiplenme konusu konuşulmaz dahi. Dünyada Türkiye dağinizde başka, Malatya Kayısı dediğiniz anda insanlar ( Ha Türkiye diyebiliyor) Yani bu sıradan basit bir şey mi?  Dolaysıyla kayısıyı sadece ekonomik anlamda değerlendirmemek lazım. Tamam, tabi ki, sadece kayısıya bağlı kalarak bir şehir yönetemezsiniz, ekonomiye yön veremezsiniz. Tabi ki tarım çeşitliği olacak, tabi ki biz sanayi kenti olacağız. Ama kayısıyı es geçmeyeceğiz. “

Biz amanlar hedeflerini 500 milyon dolar olarak açıkladıklarında kendileri ile adete dalga geçildiğini, şimdi ise o dalga geçenlerin kendilerini örnek aldıklarını söyleyen Başkan, “Biz hedef 500 milyon dolar dediğimizde bizimle alay eden insanlar oldu. Ama biz bunu başardık. Bugün ortada bu rakamlar, ben yazmadım. Hepsi remi rakamlar ve ortada. Biz bu ihracatı gerçekleştirdik ve yeni hedef koyduk. Biz şimdi diyoruz ki, 750 milyon dolar hedef. Biz onu da başaracağız. Biz şimdi üretim maliyetlerini, bizim masraflarımızı da koyduğumuzda bu ürün 7.5 dolara çıkmalı. Emin olun bu gerçekleşecek. Ben burada tüm yetkililere teşekkür ediyorum” dedi.

Ramazan Özcan Ünİversİtede

“Devlet ve kurumu bu ürünü önemsiyor artık. Rakamlar sizin istediğiniz oranlara gelmemiş olabilir ama ortada bu kurumu yönetenler dünyadaki bütün fiyatları gözeterek yaptılar ve bize makul fiyat verdiler. Biz doğruları konuşarak bu şehrin kötü adamı ilan edildik. Bakın diyorum ki bu ürün bir ihracat ürünü. Bu ürünün yüzde 50’sini Türkiye üretsin o zaman şartlar farklı olacak. Ama şimdi bu olmuyor, biz bu ürünü yurt dışına ihraç ediyoruz. Biz bunu niye üretiyoruz, satmak için. Ben isterim ki bu fiyat politikaları üreticiyi maksimum noktada mutlu eden bir düzeye gelsin” diyen Özcan üreticinin korunmasını kesinlikle şart olduğuna vurgu yaparak sözlerine şöyle devam etti:

“Bakın üreticiyi koruyamazsak ürünü koruyamayız. Üretici asıl bu için gerçek aktörü. Üreticiye destek vermek zorundayız, üretici bunu hak ediyor. Üreticiye bunu vermemiz gerekiyor ki, bu alandan çekilmesin. Bakın hayvancılıkta yaşadık bunu. Birçok üreticimiz sektörden çekildi. Şimdi toparlayamıyoruz. Lakin bir yarıştayız dünya üretimin ve ihracatında bunu da fiyat politikamızda göz ardı edemeyiz.

Image

Malatya’da herkes birbirinin açığını arıyor, herkes diğer tarafın düşürmek için uğraşıyor.  Yalan yanlış sözlerle, üreticinin hoşuna gidecek, onun duygularını okşayacak gerçekten uzak siz gidersiniz aylarca çalışırsınız o gider orada bir toplantı yapar ( Ben diyorum bu kayısının olması gereken 500 lira) der, oradan çıkar gider der ( Ya bunları üç tane adam, üç tane ihracatçı yönetiyor, oturuyor karar veriyorlar.) derler. Bunu üretici yapmıyor. Biz Malatyalı biz bu anlamda kendimiz provaka ediyoruz.  Yani sizinle aynı görünen bir Sivil Toplum Kurumu Başkanı bunu yapıyor. Kendi asli işini bırakmış oradan kendisini yalanla kahraman edecek bir beyan yapıyor. Basında bunu taşıyor, götürüyor getiriyor. Normalde dedim ki, beni sevmeye bildirirsin. Ama bu kayısı bu şehir için çok önemli. Gelişi güzel konuşmamak lazım. Sektörü manipüle etmemek lazım.  Şikâyet edin, eleştirin ama doğruları söyleyin. Dünyada kalite açısından bizimle yarışmaları imkânsız, ama üretim orta doğuda çoğaldı. Ama fiyatta bizimle rekabet etmede de elleri güçlü diyorum. Biz ne yapacağız, ürerim maliyetlerini en askeriye indirmemiz lazım. Çünkü rakibiniz sizinle fiyatta mücadele ediyor. Çünkü Avrupa diyor ki (senin ürünün 5 dolarken ben o ürünü 3 dolara almam. Ama senin ürünün 7 dolarsa o ürün 2 dolarsa bakarım) diyor. Kaldı ki, şuan ferdana vadisi dediğimiz bölgede özellikle Taci, Kırgız, Özbek bun ülkelerinin tamamın beslendiği havzada üretim maliyetleri bize göre çok daha düşük. Rusya pazarlarını fiyat politikasından kaybediyoruz. Mesela Rusya’da bize 1 dolar vergi uygulanıyor, ama onlara uygulanmıyor. Şimdi ürünü buradan 5 dolara ihraç ettiniz orada 1 dolar vergi koydu, orada direk 6 dolar oluyor. Mesela Çin 5 Doları geçtikten sonra ürün satışlarımız da ciddi anlamda gerilemeler yaşıyoruz. Dolaysıyla biz üretim maliyetlerin düşürüşsek üretici fiyatlarımız 4 dolar ihracat fiyatlarımız 5 dolar. Tamam, sorun yok. Ama üretim maliyetleri arttı mı ürünün fiyatın artacak. O zaman ihracat maliyeti artacak ve siz o pazarda mücadele edemezsiniz. Dünyada böyle bir realite var ya. Dolaysıyla yaşadığımız krizi ifade edemiyoruz.

Image

Üretici bizi suçluyor. Üreticiyi bu tür durumlara itmemek lazım.  Asıl meselenin merkezinde üretim maliyetlerinin artışı TL’de değer kaybı ve kurda olan sabit bir politika olması. Dolaysıyla kayısı da gereksiz açıklamalardan kaçınmak lazım. Maliyetler yüksek deyin, üretici zor durumda deyin. Destek isteyelim. Ama bu bir ihracat ürünü çok gereksiz açıklamalar yapmayalım.  Özelikle sosyal medya hesaplarında ( Yok şu kadar kuru kayısı döndü) bunların hepsi gereksiz anlamsız. Hiçbir sıkındı yok. Dikkat edeceğiz, ilaç kalıntıları, kükürt saklama koşulları dikkat edeceğiz, saklama koşulları iyi değilse küf oluşur bunun için önlemler alınıyor ve bu koşullara dikkat edeceğiz. Son zamanlarda bazı yalan yanlış bilgiler yayılıyor, ihraç edilen ürünler geri döndü imha ediliyor diye. Yok böyle bir şey, böyle saçma yalanları lütfen yaymayalım. “

Image

Üreticiye de uyarılarda bulunan ve gelecekte daha başarılı olmak istiyorlarsa lisanslı depolara yönelmeleri gerektiğine vurgu yapan Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, Malatya Valisini takdir ettiğini de açıkladı. Malatya’da Mezat kurduklarını ve üreticinin burada ürünlerini isterlerse açık arttırma usulünce rahatça satabileceğine de vurgu yapan Başkan, sözlerini şu ifadeleri kullanarak tamamladı. 

“Biz ürün saklama muhafaza etme depolarını neden yaptık, siz ürünlerinizi buralarda rahatça saklayabilesiniz ve evinize gidip rahatça yatasınız diye. Ama iki tane dev depomuz, yüzde 10 yüzde 20 kapasite ile çalışıyor. Vallahi üzülüyorum ya. Biz o yatırımları niye yaptık, üreticimiz rahat etsin diye. Mezat kuruyoruz yakında. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sami Er ile de konuştuk bu konuda bir mutabakat sağladık. Depremden dolayı mezat salonumuz zarar gördü. Şimdi Avrupa Birliği oraya bir destek sağladı, tadilatı bitti. Bir mezat kuruyoruz. Artık kayısı gerçekten bir yatırım aracı olacak. Yani mezatta gelecek üretici orada ürününü açık arttırmada satışını yapacak. Yani bunları da kullanalım. Yani 20 yıl boyunda bu şehirde lisanslı depo konuşuldu. Sonuçta yaptık, bunları kullanın. Üreticilerimize sesleniyoruz, ziraat odaları bu konuya bir hassasiyet göstersin lütfen. Üreticiyi buralara yönlendirsinler. Bakın ürününü buralara bir kere götüren bir daha oradan vaz geçmiyor. Görüyor aslında bu depoların ürünler için ne kadar kıymetli ve faydalı olduğunu.

Image

Pandemi sonrası fuar çalışmalarına da ciddi anlamla önem vermeye başladık. Arkadaşlarımız fuarlarda stant açıyor. Almanya, Fransa fuarlarına katılım sağlanıyor. Şuanda bazı arkadaşlarımız Dubai’de. Dünyanın dört bir yanından oraya gelen ithalatçı firmalar var, burada kayısımız stantlar ile tanıtılıyor. Tanıtıma ciddi şekilde devam etmemiz lazım, mutlaka bir fon ayırmak lazım. Sayın Valimiz Kayısı Vakfını yeniden harekete geçiriyor. Geçtiğimiz günlerde ciddi bir toplantı gerçekleştirdik. Şimdi Vakfa bir bütçe ayırtılıp, özellikle Türkiye’de kayısı ile ilgili tanıtımların yapılması için çalışmalar yapılacak. Bir taraftan da Brezilya ve Hindistan’da tanıtımlar yapılacak. Ama en önemlisi de fiyat politikası, sürdürüle bilinir bir fiyat politikası gerekli. İşte bu lisanslı depoları kullanarak ürünün arz talepte gelen dengelerini iyi ayarlamak gerekiyor. Üretici artık son iki yıldır ürününe sahip çıkıyor ve fiyat kırılmalarını engelliyor. Ama bu şu anlamamada gelmemeli, ürünü satmamak konusunda ısrar edilmemeli. Piyasaları da zor durumda bırakmamak lazım. Kayısı konusunda gümrük vergileri uygulayan bu ülkelerde bu vergilerin mutlaka kaldırmaları gerekiyor. Bu konuda ciddi çalışmalar yapılmalı. Bazı ürünlerde vergi uygulaması yapılıyor bunlardan birisi de kayısı böyle olunca da fiyat artışı oluyor. Bu konuda da çok daha yoğun çalışmamız gerekmekte. “

Image
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *