Malatya kalkınmış, Malatya gelişmiş. Malatya çağ atlamış, artık Malatya’ya metro gelmiş. Uçak taksi seferleri dahi başlayacağının müjdesi veriliyor. Depremin yaraları sarılmış, ülke ekonomisinde ticareti ile 10’uncu sırada olan şehrimizin ilk üçe girmesi için planlar bile yapılmış.
Malatya Büyükşehir Belediyesi’ndeyim. Karşımda son zamanların en başarı Büyükşehir Belediye Başkanı Sami ER… Açık yüreklilikle sorularımı bir bir yanıtlılar. Malatya’daki gelişmelerden, kalkınmadan bahsederken gözlerimiz kamaşıyor.
Depremin yaralarının çok çabuk sarıldığı Malatya’da ( uçak taksi seferlerinin) başlama müjdesini duyduğumda mutluluğumu ifade edip başkandan detaylar istiyorum. Başkan bir bir Malatya'da yapılanları ve yapılacakları anlatıyor. Altı ay gibi kısa sürede yapılanlar takdire şayan. Metro inşaatı tamamlanmış, hatta bir uçtan diğer uca servisler başlamış bile. Malatya’da zamanın ekonomik kullanılması için son projede taksi uçak seferleri. Seferlerin planı yapılmış, taksi uçaklar alınmış, bir kaç güne başlıyormuş hizmete...
Kayısı üreticisi, esnaf, tüccar mutlu. Türkiye ekonomisi sıralamasın da ilk onlarda olan Malatya’nın ilk üçe girmesi için çalışmalar başlatılmış, bayağı da yol kat edilmiş bu konuda. Konteynerlerden eser kalmamış. Konteyner kentlerde yaşayan yüz binlerce vatandaş sıcak yuvalarına kavuşmuş. Konteynerlerin yerini güzel güzel dev binalar, iş yerleri almış; hem de temeline onlarca, yüzlerce, binlerce güçlendirilmiş kazıklar çakılarak sağlam bir şekilde. Malatya Kayısı Festivali dünyanın en önemli etkinliklerinden olmuş. Hatta Hindistanlı yatırımlılar gelmiş, festivalde stant açmışlar. Malatya Uluslar Arası Film Festivali Antalya Film Festivali ile yarışır olmuş. Her gün bir kültürel etkinlik düzenleniyor. Malatyalı bayram havasında yaşıyor. Başkan, “ Verdiğimiz sözleri bir bir yerine getiriyoruz. Malatya’da hizmete devam ediyoruz” diyor.
….

Oda ne birde ne olsun? Gözümü açıyorum, bu bir rüyaymış. Silkilip yerimden kalkıyorum. Malatya’da neler var neler yok diye araştırmaya başlıyorum. Yine aynı sözleri duyuyorum Başkan Er’den, “ Verdiğimiz sözleri bir bir yerine getiriyoruz, getireceğiz de. Söz verdik, yaptık.” Nedir diye inceliyorum. O da ne Başkan 100. Yıl Kütüphanesinde öğrenciler ile bir araya gelmiş, geçmiş kazanın önüne öğrencilere çorba dağıtıyor. Sonrada sosyal medyada paylaşımlar yapıp, çorba çay ve kahve hizmetini gurur ile açıklıyor.
Düşünüyorum da, bu hizmet 6 ay önce de vardı. Başkan sanırım unuttu diyorum öğrencilere Selahattin Gürkan tarafından ücretsiz çorba verildiğini! Neyse, diyorum. O da ne Belediye Meclis toplantısında belediyenin borcu açıklanıyor. 17 milyar lira diye. Yok, canım, bu kadar borcu olamaz ki diye kendimi kandırmaya çalışıyorum. Olmuyor. Söylenenler doğru. Hem de bu borç gün geçtikçe faizlerden dolayı artıyor. Başkan ve ekibi de bir çözüm arıyor. Buluyorlar da, İller bankasına gidip borcun yarısını ipotekle bir yıl öteliyorlar. Meclis kararı ile yetki tamamen Sami Er’e veriliyor. Belediye bu borç karşılığında her ay 239 milyon lira faiz yıllık 2 milyar 868 milyon lira faiz öderken, ilçe belediyeler parke taşları Aydın Belediyesinden istiyor. İller Bankası A.Ş’nin garantörlüğünde 8 milyar 500 milyon liralık borç ötelenme planlanırken, Belediye ye ait birçok gayri mülklerde ipotek altına alınacak. Yani ödeme yapılamazsa satışa çıkarılacak. Bir camii inşaat temeli atılıyor, söylentiler, tartışmalar, daha önce söylenip de unutulanlar içinde. Bitince tam 2 bin 705 kişi aynı anda namaz kılma imkanına sahip olacakmış hem de... Bu Malatya benim mi diyorum kendime. Ardından düşüyorum sokaklara.

Malatya sokaklarında yürüyorum, her taraf konteyner dolu, içlerinde esnaflık yapmaya çalışanlar iş yapmamaktan şikâyetçi. Halka bir sorup bin ah işitiyorum. En büyük sorunda, kentsel dönüşüm, rezerv alanları meselesi. Yerinde dönüşüme karşı çıkan Malatya Valisi halka sesleniyor. “Boşuna davalar açıp yenilenme, modernleşme yapmamızı engellemeyim.” Adeta vatandaşın hukuksal mücadele yapma hakları ellerinden alınır gibi oluyor. Ticaret Odası Başkanı sürekli açıklamalar yaparak mücbir sebeplerin devam etmemesi durumunda Malatya’da ticaretin çökeceğini açıklıyor. Kayısı üreticisi zarar ettiğinden işçi borçlarını dahi ödeyemediklerini söylüyor. Malatya’nın beş ilçe başkanı kaldırımlarına döşemek için ihtiyaçları olan 1.000 metre karelik parke kilit taşları alamadıkları için Aydın Belediyesi’nin kapısını çalıyor. Kardeş Belediye mantığı ile Aydın Belediyesi’nin kapısının aşındırıyorlar. Üç beş milyon lira için Malatya rezil oluyor. Malatya spor haftalardır, yenilgi üzerine yenilgi alıyor, futbolcular paralarını allamaktan yakınıyor. Kulüp başkanı kayıp Belediye Başkanı ve Validen adeta ses çıkmıyor. Arızalı otobüsler, eksik yapılan hizmetler ve servislerin az olmasından dolayı derslerine geç kalan üniversitelerin sayıları her geçen gün artıyor MOTAŞ yüzünden.
Yazılanlar Malatya’da olanların sadece birkaç tanesi, yazdıkça bitmez aslında Malatya sorunları. Bakıyorum da Malatya’da değişen hiçbir şey yok. Malatya ve Malatyalı perme perişan. Sesleniyorlar seslerini duyan yok. Ve kendi kendime, ah be şu rüya bitmeseydi diyorum.
Şu rüyalar keşke gerçek olsa…