
SESSİZ SEDASIZ BİR ADAM!
Malatya bir türlü alışamadı sana… Öyle kolay mı sana alışmak? Sen bir anda, hiç beklenilmezken Malatya’yı temsil etmeye başladın. Henüz de 42 yaşındasın. Pek sesin soluğun çıkmıyor, sokaklarda gezip esnaf ziyaretleri de yapmıyorsun. Bu şehir seni kabul eder mi? Etmez tabi ki; Sen onlarca yıldır devam eden geleneği bozmaya kalk bir de gel, Malatya’nın hem de iktidar partisinin vekili ol. O zaman çıkacaksın sokağa, pazar ziyaretleri yapıp esnafa “Hayırlı işler” diyeceksin. Esnafı dinler gibi görünüp boy boy resimleri de sosyal medyanda paylaşacaksın. İşte o zaman gör bakalım ne oluyor. Nasıl seviliyorsun. E, sen bunları yapma, bir de sevgi saygı bekle Malatya’dan. Yok öyle. Malatya buna hazır değil. Malatya bilmez ve yapmaz.
Sayın vekil şimdi sen gerçekten sevgi ve saygımı istiyorsun. O zaman söz dinleyeceksin. Bak abilerin Bülent Tüfenkçi, İhsan Koca ne yapıyor. Onlardan biraz ders alsana. Ne zaman Ak Partiden üst bir yönetici geliyor tak İhsan Koca ortada, ne zaman bir TOKİ kura çekimleri oluyor tak, Koca yine ortada. Ha Tüfenkçi’nin de pek bir farkı yok. Eski Bakan bir de esnaf ziyaretleri yapıyor, muhtarlar ile bir araya geliyor. Bazen de köylere gidip vatandaşları dinliyor. Videolar çekip sosyal medyasında paylaşıyor. Şimdi sen söyle Onlar dururken neden Malatyalı seni sevsin? Sen neredesin! Halka sorsak hep Avrupa’da Parlamentodasın. Hiç çıkmıyorsun ki sokağa. Bize ne senin, 1983 Malatya doğumlu olmandan. Lisans ve Yüksek Lisans öğrenimini Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümünde tamamlamandan veya İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde Doktora tezini hazırlamandan.
Marmara Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Enstitüsünde Araştırma Görevlisi olarak çalıştıktan sonra İstanbul Medipol Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi olarak görev yap, 2019’da Siyaset Bilimi Anabilim Dalında Doçentliğini al sonra da birçok STK’da Uluslararası projelerde koordinatörlük görevi yürüt, ne yapalım yani şimdi biz bunları? Bunlar senin kişisel başarıların. Birde ileri derece de İngilizce ve Fransızca biliyormuş da, ağırlıklı çalışma alanları Türkiye Siyasi Hayatı, Türk Dış Politikası, Siyaset Teorisi ve Küresel Siyasetmiş. Ne yapalım biz bunları. Kaç yıl Malatya’da kaldın, Hangi Malatyalı ile kahvehanede çay içtin? Bunlar bizde sana dair yok. Hem sen birden Malatya’ya gelip vekil olmadın mı? Neden seni kabul edip sevelim ki? Senin Amacın Malatyalının alışılmış huylarını mı değiştirmek? Yapamazsın bunu…
Şimdi gelemi asıl meseleye. Geçtiğimiz günlerde kabul edelim yâda etmeyelim Malatya’da bir Veli Ağbaba gerçeği var, diye bir yazı kaleme aldık. Malatya için çalışan mücadele eden Ağbaba konulu. Şimdi de siyasi birliktelik çağrıları yaparak takdir topluyor. Halkın dilinden anlıyor, halk gibi konuşuyor. Ama Malatya’da bir de Abdurrahman Babacan gerçeği var. Evet, yıllardır Malatya’da yoktu, Malatya Onu pek tanımaz. Ama denildiği gibi elinin kalem tuttuğunu sanan bazı sözüm ona bazı yazarların söylenildiği gibi “Avrupa Turisti” de değil. Sık sık Avrupa’ya gittiği doğrudur. Ama gezmeye değil ülkesini temsil ettiği için Partisi tarafından görevlendirildiği için. Babacan’ı şöyle bir Malatya’ya sorduk, basın mensuplarından, sade vatandaşlara hatta bürokratlara oda ne pek sevilmiyor, pek tanınmıyor ve de adı “turist vekil”e çıkmış. Neymiş Malatya sokaklarında pek görülmüyor, esnafla ile resimler çektirip sosyal medyasında paylaşmıyormuş. Neymiş basın mensupları kendisine ulaşamıyormuş. Aslında hiç de öyle değil. Siteyi kurduğumuzun ilk ayında kendisine bir mesaj attık ve hemen bize döndü. Bir sorumuz, bir talebimiz olduğunda da iletişime çok rahat geçiyoruz. Tabi konu Malatya ve Malatya’ya hizmet ise…
Biz biliyoruz ki, Sayın Babacan boş muhabbeti, halka şov yapmayı sevmez, vatandaşı görseller ile kandırmak için değil hizmet için uğraşan birisi. Onun için de dedik ki, “SESSİZ SEDASIZ BİR ADAM” Bakmayın, bizim öyle dememize. Aslında çok sesi çıkıyor duymak isteyenlere yâda duymaya mecbur olanlara. Çarşı Pazar gezip esnaf ile boş muhabbet etmek, vatandaş ile selfi yapıp sosyal medyasında paylaşmak yerine onların gerçek sorunları ile ilgileniyor. Kurum Müdürleri, bürokrasi ile bir araya gelip Malatya mesellerini masaya yatırıyor. Tartışıyor, yeri geliyor kavgalar ediyor, yapılmış projeler değiştiriyor. Malatya’nın menfaatine olan hizmetleri takdir edip açıklamalar yapıyor, yanlışları ise çekinmeden tam kararlılıkla söylüyor. Yeni Havalimanı, çevre yolu, deprem konutları, Malatya çarşı inşaatı başta buna benzer yapılması gereken konulara hâkim. En azından doğru dürüst bir diksiyonu sahip memlekete yapılan hizmetlerin hesabını yerinde sorup sorguluyor.
Yani bir şantiyede bir müteahhit ona doğru dürüst "brifing" vermek zorunda. Öyle kandırmak kolay değil Babacan’ı. Nede olsa hani bize ne dediğimiz eğitimi ve akademisyenliği var.
Bir bakıyoruz, TOKİ’de yâda Çevre Şehircilikte toplantıda. Bir bakıyorsun şantiyeleri gezip projeleri inceliyor. Hatalar yâda eksiklikler varsa hemen müdahale ediyor. Mühendisler Odası ile bir araya gelip fikir alış verişinde bulunuyor. Bir bakıyorsun üniversitelerde hocalar ile toplantılar yapıyor. Şantiyelere gidip yetkililerden aldığı bilgileri birkaç resimle sosyal medyasından paylaşmak yerine şantiyelerde toplantılar düzenleyip brifingler alıyor. Şimdi soruyorum size gerçekten; bize böyle çalışkan ve Malatya’ya hizmet için mücadele eden vekil mi yoksa neredeyse gittiği çay ocağında, üç beş vatandaş ile sohbet ederken çektirdiği resmi paylaşan vekil mi lazım? Siz siz olun çalışanlardan uzak durmayın ve gerçekten dedikodu ve söylenenlere kulak tıkayıp gerçekleri görün. Bu şehirde Ak Parti kanadında çalışan iki Milletvekili var. Birisi hiç koşulsuz hoca sıfatını da üzerinde bulunduran Sayın Abdurrahman Babacan. Bir diğeri ise gecesini gündüze katan, projeler ile ilgilenen, Ankara’da Bakanlar, Bakan Yardımcıları, Müdürleri sıkıştıran Ölmeztoprak. Biz sizinleyiz sayın vekiller. Biz seninleyiz, sesiz adam sen Malatya’mız için böyle kararlılıkla emin adımlar ile hizmet için mücadele ettiğin sürece de yanındayız…